Tümeller sorununa getirdiği çözüm ve diyalektiği özgün kullanım biçimiyle tanınan Fransız ilahiyatçı ve felsefeci. Ayrıca şiirleri ve Héloise ile yaşadığı aşk macerasıyla da ünlüdür.
Abaelardus'un yaşamı üstüne oldukça geniş bilgi vardır. Bunun başlıca nedeni ünlü Historia Calamitatum (Bir Mutsuzluk Öyküsü, 1988) adlı yapıtında kendi yaşamına oldukça geniş yer vermiş olmasıdır. Abaelardus, bir şovalyenin oğlu olarak dünyaya geldi. Kendisine kalacak mirası ve askerlik mesleğini seçmesini isteyen ailesinin beklentisi bir yana iterek Fransa'da felsefe, özellikle de mantık eğitimine yöneldi. Felsefede karşıt uçları temsil eden öğretmenleri Compiégne'li Roscelin ve Champeaux'lu Guillamue ile sert tartışmalara girişti. Roscelin, tümellerin birtakım sözcüklerden ibaret olduğunu öne süren adcı (nominalist) düşünürlerdendi. Guillaume ise Paris'te tümellerin gerçekten var olduğuna inanan bir tür Platoncu gerçekçiliği savunuyordu. Abaelardus kendi mantık yazılarında bağımsız bir dil felsefesini başarıyla geliştirdi. Sözcüklerin anlamlı bir biçimde nasıl kullanılabileceğini gösterirken, bir yandan da fiziğin alanına giren şey'lerin (res) doğruluğunu kanıtlamakta dilin tek başına yeterli olmayacağını vurguladı. Héloise ile yaşadığı aşk macerası yüzünden Héloise amcası tarafından hadım edildi. Geri kalan ömrünü bir Manastır'da tamamlamıştır. Özellikle diyalektik konusunda çalışmaları çoktur. Diyalektiği gerçeğe götüren yol olarak görmekteydi.
"Bilgeliğin anahtarı sürekli ve sık sorgulamadır. Şüphe ederek sorgulamaya yönlendiriliriz ve sorgulamayla da gerçeğe varırız."
"Herkes kurtarılan olmak ister, ancak din tarafından verilen bu araçları kullanacak çok azı vardır."